BABA..!?
(Babalar Çocuklarının sırtını dayayacak DUVARI, Anneler güvenle sığınacak LİMANIDIR)
..!?
Müşfik “BABASI” vardı, KİMİNİN “DUVAR” gibi;
AŞKIYLA DURUŞUYLA ARKASINDA hep duran,
Benim de NATAMAM bir HİCRÂNİ HAVAR gibi;
İçimde "ÇOCUK" vardı-BABA! diye HAYKIRAN..
..!?
Evet!
Ben Çocukken BABAM’I,Sırtımı-AŞK’LA dayayacak-hiç yıkılmaz bir DUVAR sanırdım;BABAM yıkılınca da, sırtımı içimdeki HÂK'A(Vicdanımın Sesine) yani KENDİME-O zamanlar mahiyetini pek bilemediğim gizemli bir AŞK-U/MEŞKLE beraber-DAYATMAYA başlamıştım..
Yıllar sonra anladım ki!
Meğer, şu fani “DÜNYA’DA” asla hiç sarsılıp/yıkılmaz “MUHKEM Ve MAKBUL” olan yegane(TEK) sığınıp/dayanılacak “DUVAR ancak; Sadece “O” ezeli Ve Ebedi İLAHİ “İlham” DUVARIYMIŞ.. Fark edince-elbet NEFSİMİN Gaflet-ı nisyanının RUHUMA sararak-AKLIMI perişan ve bizar eden itirazından da elan rücu ederek, nedametimle beraber,Yüce ALLAH’A sığınarak af-u mağfiretini dileyerek-Nazarımı KENDİNE(Aslında BANA-içimdeki kendi Benliğime)döndürdüğü için de- HAMD-U SENAMLA(Överek,Taktir Ve Takdis ederek) ŞÜKRÜMÜ(Minnetimi) arz etmiştim..
Bu manada!
Benim için her an " BABALAR GÜNÜDÜR",her an Atalar" ANNELER GÜNÜDÜR"; kutlu,mutlu,umutlu olsun;Yüce ALLÂH'IN RAHMET VE MERHAMETI cümlemizin Atalarının-ANNE VE BABALARININ üstüne olsun,taksiratlarını af-u mağfiret eylesin, MEKANINI CENNET inşallah.(Amin)
……
O halde!
Şimdi “ARAFTAKİLERE” dönebiliriz..
Elbette!
Bizim gibi DOĞU/BATI Medeniyetleri arasında sıkışarak (Sözde) HAYAT'A tutunmaya çalışan 3.Kümedeki Akılsız/Fersiz ORDADOĞU Ülkeleri, ARAFTAKİ ADAMLARA benziyor-Ne CENNET'İ oldukları belli,Ne de CEHENNEM'İ oldukları;Bu nedenle de Yüzlerini pür dikkat bir BATI’YA çeviriyorlar, bir DOĞU'YA, asla kendi KENDİLERİNE dönemeden,tıpkı “DİNG BEYGİRLERİ1 gibi” ha bire-KENDİ etrafında devinip dururlar..
Hani!
Derler ya “MERAK” etmeyenin “EMELİ” ve emeli olmayanın da-makul Ve Makbul bir “AMELİ” olmaz diye;İşte aynen öyle, adı konmamış kaskatı muğlak,amaçsız,umarsız ve hedefsiz “KISIR BİR DÖNGÜDE” debelenerek-bulundukları “DOĞAL VE SOSYAL” çevrelerinde Olan/Bitenden bihaber (Güya) YAŞADIKLARINI sanırlar”..
Şüphesiz ki!
Yüce ALLÂH,belki ADAM olurlar diye-Nerdeyse bütün seçkin "ELÇİLERİNİ" de birer "İRŞATÇI/Eğitmen” olarak bu gafil/hain-nankör ORTADOĞU Halklarına göndermiş, Lakin "Bilmezse MAHMUT,Neylesin MABUT” Misali;Bu bulunmaz,asla vazgeçilmez "İMKAN Ve İRŞAT" Nimetinden de-Ne yazık ki "AHLÂK VE AMELİYLE" Ve elbet HAYATA uygulayış biçimiyle-İNSAN VE İHSAN yüklü SOSYAL bir fayda ve yarar üretmek amacıyla-ancak sadece "DOĞU(Japonya-Çin gibi) ile BATI(ABD-AB" Halkları doğru dürüst yararlanabilmiştir..
Bu dedenle de!
Elbet "BUGÜN ORTADOĞU ÜLKELERİNİN BAŞ BAŞA KALDIĞI Kabul edilmez DERİN KAOTİK GİRDABIN –İmansızlık/Güvensizlikten kaynaklanan-Yüce ALLÂH'IN da MÜRADINAAYKIRI OLAN; Aşikar bir "SEBEBİ VE SONUCU" olmak gerekir.
Evet!
İMAN, elbette İman,Ancak nasıl bir "IMAN",Eğer Sizin (İMAN) dediğiniz-şu Bedel yüklü HASLET'TE;Yüce RÂBBİN DİNİNİN (Emir Ve Yasaklarına)sadece-Dilinizle "İMAN" ettim diyerek Ve fakat “ONA (ruhen,kalben ve bedenen de) TAM DOĞRU İNANARAK GÜVENEREK-BİAT,İTAAT VE İBADET YAPMAK AMACIYLA TESLİM OLARAK VE Elbet BEDELİNİ DE ÖDEMEK ÜZERE SIĞINMIYORSANIZ,Biliniz ki SİZİN İMANINIZDA BİR PROBLEM VAR!” demektir..
Çünkü!
-Bu eylemsiz refleksinizle SİZ,belki İMAN ettiğinizi sanırsınız ancak,bunun(İMANIN) aynı zamanda “İMAN” edilen ZAT’A karşı;AKLEN,RUHEN VE BEDENEN (maddi Ve Manevi) her şeyinizle-kayıtsız/şartsız, sorgusuz/sorusuz bir “GÜVEN VE EMNİYET” içinde “İTAAT VE İBADET” etmek üzere-Gönüllü Ve inanarak “SIĞINMAK” demek olduğunu daha henüz bilmiyorsunuz..!
Ve çünkü!
-İMAN’IN,ayrıca “BİAT,İTAAT,İBADET” etmek istediğiniz “ZAT’I” önce-Tahkiki bir merakla,iştiyakla eylemle (AKLEN,KALBEN RUHEN VE BEDENEN)yaklaşarak-ONU bütün Varlığıyla (inceleyip/iredeleyerek,anlayarak,öğrenerek,tanıyarak,benimseyerek) tamamen “İKNA” olduktan sonra;HAYATA geçirilmesi istenen/beklenen vazgeçilmez bir “İRADİ KABUL ya da REDDİYE HALİ” olduğunu da henüz bilmiyorsunuz..!
-Galiba SİZ, yerlerde ve göklerde Ve bu her ikisinin de arasında bulunan-YARATTIĞI her bir ŞEYİN-Yani(KAİNAT Ve MAHLUKATIN,HAYAT Ve MEMATIN) Ve elbet nihayetinde “DİNİN/HESAP GÜNÜNÜN” de yegane(TEK) Takdir edici, Tedbir alıcı Maliki,Rezzakı,Hamisi,Sevk Ve İdarecisi olan-Yüce ALLAHIN; “Ben Dinimi İnsanların dünyevi “AHLAK Ve AMELİNİ” Onunla “İRŞAT” edip-doğrulayarak tamamlamak için indirdim,ancak “DİNDE ZORLAMA YOKTUR!” diyerek-İNSANLARI kendindi “DİNİNİ” seçmede özgür/SERBEST bıraktığını da henüz bilmiyorsunuz..!
Peki!
SİZ neyi biliyorsunuz;Deseniz de,bari “SİZİ” bilsek/Anlasak..!?
Yani!
Suçunuzu "ONA/BUNA" Ve hele de ŞEYTANDA falan aramanızın asla hiç bir anlamı yoktur, ki bu manada Ne arayacaksanız KENDİNIZDE arayın çünkü;SİZ henüz içinizdeki PUTU(Şeytanı) henüz kıramamışsınız demektir..
Demem o ki!
Ekonomi,faiz,zam,enflasyon-DIŞ GÜÇLER falan birer hikâye-Hani eğer (SİZ) sürekli bir şeye uyumaya hevesli ve niyetliyseniz,birileri BUNLARLA SİZİ UYUTUR-Ancak artık şunu da iyi biliniz ki;ADAM olmak için önce İNSANA güzel bir "AHLÂK VE AMEL gerekir,ki O da ancak(TÂHKİKİ)bir İMAN(Güven) ile Yüce ALLÂH'A,Dinine ve kitabı olan KÛR'ÂN Ve de Onu en iyi bilen-bizzat kendinde yaşayan ve yaşatan-örnek MÜRŞİT VE EĞİTİCİ bir ÖĞRETMENİ olan RESULÜNE tam ve eksiksiz Dosdoğru “BİAT ve İTAAT” ederek ve uyarak Ve şeksiz/şüphesiz “ALLAHIN EVRENSEL/MEDENİ HAK MESAJINI” aleme kendi Hayatına uygulamak üzere yaşayıp/Yaşatmakla mümkündür..
Hülasa;
Yol ikidir Ve bu yolda-Sınırlı/Fâni ömrünüzü;Ya SİYASETÇİLERİN imkan ve ikbaline endeksli sanal/sahte HİKAYELERİNE hasrederek-kendi elinizle HELÂK edeceksiniz, ya da YÜCE RÂBBİN İlâhi HÂK VE HAKİKATİNE yürekten-İHLAS VE TAKVANIZLA Ruhen Ve Bedenen amade ve emanet ederek-Ahlak ve Amelinizle beraber "SEVGİ,SELAM VE SELAMETLE" HÂK'A ulaşacaksınız..
Başka "YOL" yoktur;Gözünüze Görünen bütün başka “YOLLAR” biliniz ki seraptır....
KADR'İN KADR'I?
Hanı! Ramazan geçti ve o arada-Henüz Kadir gecesinin "KADR'İNE" ulaşamayanlar asla üzülmesinler-çünkü; Onların kıymet vererek aradıkları KADİR, Kişilerin yüce ALLÂHIN rızasına uygun olarak “KÛR'ÂN'LA” buluştukları “ZAMANIN” her bir anında başlar Ve de elbet “KUR’ANLA” yaşamaya devam ettikleri müddetçe de “ARTARAK” devam eder...
Ve çünkü!
Aradıkları "KADİŔ MUCIZESİ' Zamanın her hangi bir "GECE/GÜNDÜZÜNDE" değil, ancak; Tüm An Ve Zamanlara da hitap ederek kuşatan "KÛR'ÂNIN" bizzat kendisindedir...
Bu nedenle de!
Üzülmeye hiç gerek yoktur Ve elbet dileyen herkes istediği her zaman alır eline "KÛR'ÂNI", yüce HÂK'IN adıyla açarak dalar-MESAJININ Anlamına İHLÂSLA okuyarak;Hem o İlâhi "MUCİZENİN" ne anlama geldiğini-öğrenerek kavrar,hem Onunla kendi ham ve nâ'tamam "AHLÂK VE AMELİNİ" irşat edip-ALLAHIN muradına uygun bir şekilde tamamlayarak ADAM gibi Hayatını/KADERİNİ yaşar..
O halde!
Bundan gayrı her bir şey beyhudedir "BATILDIR" ve elbet hurafedir;Hiç Kimse "DİNİNİ" Falan, asla Şansa,Toto Ve Loto gibi "ŞEYTANİ OYUNLARA" Alet etmesin Ve de elbet ne arayacaksa-KENDİNDE arasın, “AKIL VE BASİRETİYLE KENDİ İÇ DÜNYASINA Ve VİCDAN VE FERASETİYLE KENDİ DIŞ DÜNYASINA” dönsün Ve iki dünyanın da üstünde “TAHKİKİ BİR İMANLA” derin-derin düşünerek,isteyerek, merak ederek, arayarak,bulup/Okuyarak-TAHSİL ettiği kendi AHLÂK VE AMELİNDE arasın/bulsun Ve eğer ADAMSA Şüphesiz ki (mutlaka) bulur da..
İNSANIN NEFSİYLE İMTİHANI?
Anladım ki!
-Hikmet vermek ancak ALLÂH'TANMIŞ, Ondan İbret ya da İşret almak da İNSANDAN,
-Nimet vermek ALLÂHTANMIŞ, Onu kendinde toplayıp İstihkak etmek ya da başkalarına İnfak etmek/Paylaşmak da İNSANDAN,
-Rahmet Ve Hidayet de ancak ALLÂHTANMIŞ,Ona sabır ve tesanütle Gayret ve Dirayet göstermek de İNSANDAN..
Hülasa!
Şu fâni İMTİHAN DÜNYASI’NDA görünen,bilinen Ve de görünmeyen/bilinmeyen her bir "ŞEY" ancak Ve sadece MÜLKÜN Ve her bir "ŞEYİN" yegâne "TEK" sahibi olan yüce ALLAH'A aittir Ve Ondan yararlanmak üzere;Onu "ADAM" gibi AKLIYLA alıp sararak yerinde/zamanında DOSDOĞRU kullanmak da, Ona"HAYVAN" gibi NEFSIYLE hevesiyle yaklaşıp gasp ederek-kendinde toplayarak har vurup HARMAN savurmak da yani (KÛR'ÂN'ININ İLÂHİ tabiriyle) İNSAN denen GAFİL,HÂİN ve NANKÖR(iki yüzlü) İnsan denen zalim Ve hırslı MÂHLUKATA aittir..
Bu manada!
İNSAN, elbet yüce ALLÂH'IN ezeli/ebedi kadim kavi ilmi iradesinden-Onun Kudret Eliyle Yaratılarak nazarına(fayda ve yararına açılarak/serilerek) bahşedilen NİMETİNDEN;Yine Yüce ALLAHIN kendisine vermiş olduğu HİKMETİ(Akıl Ve İzanı) kadar alarak kendinde (NEFSİNDE) toplayarak Onu-işleyip geliştirerek,artırarak-harcayacaktır, ancak kendi zalim haris "NEFSİNDEN" ihtiyacından artan bütün kıymetini(Aklı Ve Mali)"NİMETİNİ" de tüm MÂHLUKATA(İnsana-Hayvanlara-doğal çevreye) ALLÂH Rızası için-Ayırarak ve İNFÂK etmek üzere- paylaşmakla görevli ve sorumlu olduğunu da asla hiçbir zaman unutmayacaktır..
Çünkü!
“MÜLKÜN Ve her bir ŞEYİN Haliki,Banisi,Maliki, Rezzaki,Hamisi Ve de elbet her bir ŞEYİN de ezeli/ebedi takdircisi, tedarikçisi Ve tasarrufçu yegane eşi/benzeri-şeriki olmayan Ve asla olmayacak yegane (TEK) SULTANI Yüce ALLÂH sonsuz sevgi, şefkat, rahmet,himmet ve merhametiyle İNSANIN Kalbinde(Şah damarından daha yakın) Hâk ve Hakikatin, Hikmet, İbret Ve Muhabbetin selâm ve salavatın,himmetin övülmeye ve biat, itaat ve ibadete lâyık Tek "RÂBBİ VE MABUDU" yüce ALLAH kaim ve daim olarak dururken; Bilmem ki,Neden "İNSAN" kendine bile asla hiç bir fayda ve yararı olamayan, "DÜNYANIN" malına makamına meftun olarak "TAPAN" gafil, HÂİN, zalim, nankör ve sefih/Haramzade Ve de gaddar ve münafık/müşrik 'SULTANLARA" taparcasına-ONLARA biat ve itaat etmek gereğini duyar-Yüce “ALLAH ONLARA YETMEZ Mİ Ve de YETMİYOR MU?”
Yani!
Elbette bu bir "İMTİHAN DÜNYASI" Ve bu fâni dünyada herkes de sahip olduğu Akıl Ve izanı kadar AHLÂK VE AMELİNİ irşat ederek-Onunla Ruhunu/NEFSİNİ DÜNYA NİMETİNDEN TEST ETTİRİP SINAYARAK-sınırlı hayatını Adam gibi KADERİNİ yaşayarak "ÖMRÜNÜ" tamamlayacak Ve de elbet-sonunda;Herkes de "AMELİYLE beraber gidecek-Hesap gününde Yüce ALLAH'A karşı NEFSİNİN/Yaptığı her İş Ve işlevinin HESABINI da verecektir..
O halde!
“Mademki mukadderat bu ve madem ki Herkes de yaptığının HESABINI er/geç giderek bizzat kendisi bütün "MÜLK-Ü MEMALİKİN VE ARŞ-U FERŞİN SULTANI VE HESAP GÜNÜN DE ANCAK ADİL-İ MUTLAK SAHİBİ, ŞAHİTİ,SAVCISI, HÂKEM VE İRŞAT EDİCİ TEK HÂKİMİ OLAN ALLÂH'A VERECEK,Öyleyse,fâni/geçici bir gölgeden ibaret olan şu ibretli DÜNYANIN Malına/Makamına-Tahtına kurulmak ve de kalmak adına "BEYT-UL MALI" çalarak talan ve gasp ederek-insafsızca ve hayasızca kendinde toplayan;Şu nasipsiz,gamsız,arsız, pervasız zalim,gaddar "NANDUZ/ALBIZ-SULTANLARA" hiç utanmadan ve asla uslanmadan-ONLARA taparcasına "BİAT VE ITAAT" etmek üzere şevk ve destek vermenin anlamı/MANTIĞİ nedir,yani "SİZLER yüce ALLAH'TAN asla hiç korkmaz mısınız be-İnsan sıfatlı ASALAKLAR?"
Eğer!
Yüce ALLAHTAN pek korkmuyorsanız, bari hiç olmazsa kendi EVLAD-I İYALİNİZDEN AHFÂDINIZDAN birazcık UTANIN çünkü;Yarın SİZDEN sadece yüce ALLÂH değil, elbet Çocuklarınız/TORUNLARINIZ da bu akılsız/İzansız başınızın-YAPTIĞI GAFLET CÜRMÜNÜZÜN HESABINI sorabilirler-bunu da asla UNUTMAYIN!
Hülasa!
MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİLDİR,ki MÜLKÜN VE MAHKEMENİN de ve elbet KADI'NIN da Ve de YERYÜZÜNDEKİ bütün fâni 'SULTANLARİN da TEK sahibi Ve baki bir "SULTANI" vardır ki;O da ancak Ve elbette sadece yüce ALLÂH'TIR..
SON/SÖZ;
Gaflete düşüp de-KENDİNİZİ Ve de hayasızca/Vicdansızca gasp ederek KENDİNİZDE topladığınız "HARAM" Malınızı UNUTSANIZ bile;SİZE dediğim bu “SÖZLERİ” asla hiç UNUTMAYINIZ..! Tamam mı-Kendini ADAM sanan ADEMSİZ Ve de ADAPSIZ ve EDEPSİZ güzel kardeşlerim;KENDİNİZE dönün-KENDİNİZE-Vicdanınıza..!? Sevgilerimle..
