Badem ağaçları çiçek açtı hem de rengârenk. Ama herkese bilir ki,
Neyi mi?
“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır!”
Mart ayına giriş yaptık, mart ayının kaçında hava bozulur, kar yağar, tufan olur, çiçek açan
badem ağaçlarının çiçekleri dökülür, dallarının boynu bükülüyor henüz bilmiyoruz.
Bu günler, yani yaşadığımız güneşli günler “siyasetçilerin seçim öncesi vaatlerine” benziyor.
Siyasetçiler, ne zaman seçime hazırlansak, ne zaman ufukta seçim belirse huyları değişiyor;
anlayışlı oluyorlar, yönetimde bulunanlar kesenin ağzını açıyor, her taraf güllük gülistanlık oluyor.
Seçim bitince her şey değişiyor, Mart ayındaki hava durumu gibi ne zaman kükreyeceği, ne
zaman can yakacağı, badem ağaçlarının çiçeklerini ne oranda dökeceği belli olmuyor.
İnsan elbette doğanın bir parçası ama doğa insan kadar değişken değil.
Doğanın bir dengesi, bir davranış trendi var o minvalde yol alıyor ama insanoğlu tıpkı Mart ayı
gibi belirsiz, hırçın ve kindar.
Mart ayında yalnız ağaçlar uyanmıyor, cümle tabiat, cümle mahlûkat da bu uyanıştan nasibini
alıyor.
Mart ayı doğanın uyandığı ay, yani bir başlangıç.
Keşke Mart ayında acı, can yakan, insanı sıkıntılara gark eden sürprizler olmasa.
Ve keşke siyasetçilerimiz de Mart ayına benzemese…