Dün CHP, yerel yönetim adaylarını tanıtmak için Can Düğün Salonu’nda bir program icra etti.
Partiyle gönül bağı olan birkaç emekli öğretmen arkadaşımla, tanıtım programını izlemek üzere, saat 13.30 da toplantının olacağı mekana vardık.
Programın başlamasına henüz yarım saat kalmasına rağmen, içeride hatırı sayılır bir kalabalık vardı.
Bizler yerlerimize geçer, geçmez sahnedeki projeksiyon perdesine, programın içeriği yansıtıldı. Gündem oldukça sade idi. İl, ilçe ve belde adayların tanıtımından ibaretti.
Derken programın icrasına geçildi. Depremde vefat edenlere saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunduktan sonra, deprem sonrası, Tutdere’nin depremzede ziyaretlerinden kesitleri içeren bir sinevizyon gösterisi yapıldı.
Akabinde İl Başkanı Engin Doğan, konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi. O esnada salona göz ucuyla baktım, hıncahınç doluydu.
Doğan, konuşmasının büyük bir bölümünü, Adıyaman’da deprem sonrası süreci kötü yönetmeden kaynaklanan aksaklık ve eksiklikler üzerinden iktidarı ve yönetici kadrolarını eleştirdi.
Konuşmasını katılımcılara teşekkür ederek, sonlandıran Doğan, salondan büyük bir alkış aldı.
Sonra ilçe ve belde başkanı adayların adları okunarak, sahneye davet edildiler. Derken sıra il Belediye Başkan adayı Abdurrahman Tutdere’ye geldi.
“Tutdere” ismi anons edilince, salondakiler, kürsüye yönelen Abdurrahman Tutdere’yi, “herkesin vekili” sloganı eşliğinde ayakta alkışladılar.
Az önceki sinevizyon gösterisi herkesi etkilemiş, Tutdere dahil salondakileri hüzünlendirmişti!
Tutdere, böyle hüzünlü bir atmosferde, duygu dolu ifadelerle, neden Milletvekili koltuğunu bırakıp, belediye başkanı adayı olduğunu açıkladı.
Hem il başkanı Doğan’ın, hem de Tutdere’nin konuşmaları etkiliydi. Ancak asıl etkiyi yapan, izleyicileri deprem sonrası yaşanan acı dolu günlere götüren sinevizyon gösterisinin içeriği oldu.
Sonuç olarak tanıtım programı iyi hazırlanmıştı. İcrası da güzel olunca, amacına ulaştığını söylemek, abartı olmaz.