Doğa canlandı, kırlara su yürüdü, bahar kuşları gelmek üzere.
Doğa güzel, doğada her şey yolunda; şaşmaz bir ahenkle yol alıyor.
Doğanın bu güzelliğini bozan insanoğludur.
İnsanoğlu dünyaya geldi geleli ne kendine, ne diğer insanlara ve ne de doğaya rahat yüzü göstermedi.
Gözü doymuyor insanoğlunun; ormanlar yağmalanıyor, her yerde maden aranıyor, denizler kirletiliyor, yerin binlerce metre altından fosil yakıtlar çıkarılıyor.
En son Erzincan İliç’te topraktan altın süzmek isteyen insanlar ve şirketleri içimizi yakan acılara sebep oldular.
Böylesine bir hiç yere kaybettiğimiz canlar ne ilk ve ne de son olacaktır.
Astronomi ve jeoloji ilmine göre dünyamızın 4,5 milyar yıl ömrü var ve bana öyle geliyor ki, insanoğlu, dünya bu yaşı doldurmadan kıyametin kopmasına sebep olacak gibi.
Siyasette, ülke yönetiminde yaşananlar insanda ürküntüye yol açıyor.
Bu ülkede yaşayan insanların bir birine, siyaset kurumuna ve adalete güveni çok azaldı.
Dünya malı bu huzursuzluğa değer mi, bilemiyorum.
İnsanların doymayan iştahları, dinmeyen hırsları, bitmeyen kavgaları bizi nereye taşıyacak inanın ki bilemiyorum, kimsenin bildiğini de sanmıyorum.
“Binmişiz bir alamete gidiyoruz felakete” denir ya işte öyle bir şey…