Yazım, kendi gerçek türünün özelliklerini kaybetmiş her şeye burnunu sokan çakma kargalar hakkındadır. Çünkü yaşadığımız zamanda ve mekânlarda bunlardan çok var.
Bu türlerde ne utanma var, ne arlanma var, nede insan içine çıkmaya yüzleri vardır. Ama söz konusu insan olduğu için onlara göre şekillenen duruş ve davranışlarıyla kendilerine vazife çıkartırlar ve hemen her konuda ahkâm keserler.
Allah insanoğlunu yarattığı andan itibaren insanları asla rehbersiz bırakmamıştır. Karga ilk defa Allah’ın kanunlarını çiğneyen, aynı zamanda insanlığın bilinen ilk cinayetini işleyip kardeşini katleden Kabil’e kılavuzluk etmiştir.
Atalarımız ne güzel demiş; Kılavuzu karga olanın burnu b.ktan kurtulmaz diye. Atalarımız dersini çıkarmış çıkarmasına ama biz torunları bu yolda birbirimizle yarışıyoruz. Bir şeyleri başarabilmek için birinin liderliğine, kılavuzluğuna hep ihtiyaç duyarız.
Bu tür kılavuzların ardına düşenlerin ve bu kargalara göre kendilerini şekillendirenlerin büyük bir bölümü, yaptıkları yanlışların, kendilerine, yakınlarına, bağlı bulunduğu parti, kurum veya kuruluşlara zarar verdiklerinin ve ortaya çıkan çoğu incitici tutum ve davranışların da ileride onarılmaz sonuçlara sebebiyet verdiklerinin farkına varamıyorlar. Çünkü kılavuzları onlara pembe tablolar çizmekte, olmayan dedikoduları ve söylemeleri ileterek yanlış yönlendirmekteler.
Burada sorun insanoğlu kılavuz olarak seçtiği kişiyi neden tartmaz? Neden düşünmez. Sorgulamaz? Kendi olmaz. İstişare etmez. İki aklın bir fikir etmeden önce neden düşünmez? Beynini satar veya kiraya verir. Adımlarını atmadan önce sağlamasını yapmaz? Neden kendisinden çok önde olanlar olduğunu düşünmez?
Akıl, vicdan ve karakter sahipleri, kendilerine küçük ya da büyük çıkarlar sağlansa da; duruma göre tehditler savrulsa da bu kargalara kulak asmazlar. Onlar her türlü riski göze alırlar, haksız çıkarları ellerinin tersiyle iterler ve kargaların ardına düşmezler. Belki gagaları yemsiz kalır, kaybetmiş olurlar ama asla kirlenmezler. Ve bunun verdiği huzurla yaşarlar.
Aklıselim kişiler yapılan yanlışları görür ve sonucunu endişeyle izler. Ama ellerinden bir şey gelmez. Sözleri dinlenmez, fikirleri, projeleri, söylemleri dikkate alınmaz.
Büyük resme bakıp konuştuğumuzda farklı süreçlerde ve konumlarda bulunan kişilerin adları önemini kaybeder. Karganın kimliği de, onu kılavuz edenin ya da edenlerin kimliği de önemsiz hale gelir.
Sonuçta oyun bittiğinde kargaları kılavuz edenlerin burunları bir süre havada kalsa da gidecekleri yer bellidir. Sorun burada kılavuz da değildir. O zaten bir garip müptezeldir. Sözüm kargayı kılavuz edilenleredir.
Eh, bütün bunların olduğu yerde elbette çıktığınız siyaset, ticaret, danışmanlık vs vs. yollarda ne olursa olsun kılavuzu sağlam, güvenilir, cesur ve doğru olanların yanında kılavuzu karga olanlarla karşılaşmakta var.
Siz bakmayın kılavuzu karga olanlar hakkında ileri geri konuşanlara. Kargaya da bir şans tanıyın. Akıllı, düşünceli, egosantrik ve enteresan bir hayvandır karga. Kimselere, hatta diğer kuşlara bile benzemez. Olur, olmaz her yere burnunu sokmak doğru mudur, tartışılır ama insan bazen yanlışlıkla çok eğlenebilir de.
Her zaman söylüyoruz ama maalesef sesimizi duyuramıyoruz.
Bu Kılavuz da Bizim DAVETİMİZ Olsun
