Seçimler sonrası başkanlık koltuğunda oturmaya devam eden veya yeni seçilen belediye başkanlarımıza bundan sonrası için, bilinen ama altının defaatle çizilmesi gereken konularda deneyimlerimden, okuduğum makalelerden, köşe yazılarından, kanaat önderleri ve siyasetçilerle yaptığım sohbetlerden edindiğim naçizane bazı tavsiyelerin 2.bölümünü siz değerli belediye başkanlarımla, meclis üyelerimle ve okuyucularımla paylaşmaya kaldığımız yerden devam ediyorum.
7-Belediyelerde genel olarak yolsuzluk, rüşvet ve bunların yarattığı zenginleşme, özellikle ruhsat ve izin için imza yetkisine sahip olanlar arasında, her zaman rahatsız edici boyutlarda. Belediye Başkanı olarak ülkemizin neredeyse kılcal damalarına kadar sinmiş bu virüsle nasıl mücadele edeceğinizi de anlatırsanız epey sempati ve destek toplarsınız. Bu, galiba gerçekleştirilmesi en zor tavsiye.
8-Seçildiğinizde kaybeden rakiplerinizle işbirliği ve istişareyi ihmal etmeyeceğinizi, onların aklından, geliştirdikleri projelerden de yararlanacağınızı, size oy versin vermesin tüm kentin belediye başkanı olacağınızı samimiyetle gösterin.
9-Şehrimizi kendisine mesken tutmuş bilim adamlarını, iş insanlarını, sanatçıları, yazarları, mimarları, mühendisleri ve şehrin yabancılarını da bir çatı altında toplayıp onlara özel mekânlar sağlayın ki kentinizde yaşamaya ve yaşadıkları kenti yüceltmeyi ve bulundukları yeri renklendirmeyi seçsinler.
Çünkü bu insanların beyinlerinden, fikirlerinden ve finansman imkânlarından yararlanmak şehre fazlasıyla kazanım sağlayarak, ülke içinde ve dışında marka yaratmada örnek şehir haline gelmiş şehirler ile sinerjiler yaratacaktır.
10-Doğrudan sorumluluk alanınıza girmese de sağlık, eğitim, istihdam imkânları alanlarında gençlere ve kadınlara özel programlar hazırlayın. Aynı partiden olmasanız da Hükümet ile yakın işbirliğini yürüteceğinizi, vali ve kaymakam ile ortak amaçlar için birlikte çalışacağınızı, aynı ekip ruhu içinde işbirliği yapacağınızı gösterin.
11-Halkla ilişkiler ve stratejik iletişim profesyonellerinden destek alın ama direksiyonda hep siz oturun. Abartılı, gerçekte olmayan bir imajınızı yaratmaya çalışmasınlar. Yerel ve ulusal yazılı-görüntülü medya ile aranızı iyi tutarak belirli aralıklarla ve akıllıca mesajlar ve projelerle gündemde olun.
Gelecek vizyonunuzu anlatmayı asla ihmal etmeyin. İnsanlarımıza geleceğe dönük bir istikamet duygusu verin. Belediyelerin klasik katılım uygulamalarını (Yeni kitlenin dilini ve beğenilerini anlamak için çaba göstermeli, yüz yüze, samimi ve güler yüzlü iletişime daha fazla vakit ayırarak, en azından iki dönemlik bir hedefle belediye başkanlığı döneminizde Mahalle toplantıları, halk günleri, anket, radyo-tv programları, gazete haberleri, reklâm panolarında ve billboardlar da tanıtım ve bilgilendirme, sms uygulamaları vb.) geliştirerek devam ettirmesi gerekmekle birlikte, bunları seviyeli kullanmalı, halkta bıkkınlığa neden olmamalıdır. Ulaşılabilir, mütevazı, konuşmaktan çok dinleyen ve değer veren bir liderlik tarzını içselleştirin.
Halka değer veren, saygı duyan, önemseyen ve bütün bunları hissettiren yeni medya, iletişim ve tasarım teknikleriyle nasıl bir değişim dönüşüm, ilerleme ve iyileştirme sağlayacağınızı somut örneklerle sade ve kolay anlaşılır bir şekilde servis etmek için de liyakatli bir ekip ile hareket edin.
12-Sosyal medyanın yanı sıra bilgiye erişim imkânlarının alabildiğine genişlemesi için yaşı ne olursa olsun fikirlerini paylaşmak ve önemsenmek isteyen, mensubu olduğu ailede, yaşadığı apartmanda, sokakta, mahallede, şehirde ve ülkede kendi özgün kişiliği ile birlikte saygı görmek, sesini duyurmak isteyen ve duyurabilen bir kitlenin olduğunu asla unutmayın.
Eminim, bu listeyi daha da zenginleştirebilir ve uzatabilirsiniz. Bir de bunları nasıl, hangi kaynaklarla, ne tür bir kadro ile ne kadar sürede, hangi takvim çerçevesinde icra edeceğinizi de ikna edici şekilde anlatabilirseniz ben dâhil tahmin edemeyeceğiniz kadar güçlü destekçiniz olacaktır.
