“Kul O Yola düşende,Kül olmaya amade..”
Doğarken, ağlama-biraz gülümse;
Meğer ki hayatın sonu ölümse!
Ölürken, gamlanma-Dünyan bölünse;
Gittiğin yer baki bir aşk dünyası..
HASBİHAL?
Ey dildar-ı hisarım-Mihrab-ı gamgüsarım!
Aşkına müptelaysak;Zarını takıp geçer..
Şavkını bar eyledik-Ey çerağ-ı gülzarım!
Meşkine dert/belaysak;Narını çakıp geçer..
“Bahar gibi yaz gibi, hazan gibi,kış gibi;
Boranına sarınmış gufran-i çakış gibi,
Ol fikr-i zikir gibi-şükran-i yakış gibi;
Kal-u Beladan beri varını yakıp geçer.”
Dört mevsim resim-resim sana muhtaçken özüm;
Zamanın her anında-müştak-mecburken yüzüm!
“Ey ömrümün miftahı, nur-u süruru gözüm;
Neden (Esma-i Hüsnün) deruni bakıp geçer?”
Hasret/hicran içi içe (Vuslatın) çöker güç’e;
“Kalbimde bir bilmece göverir hece-hece!”
Sorarım gündüz/gece;Ey yar hikmetin nice?
İrfanım kalır cüce;Sırrını ekip geçer..
(İHB/HASBİHAL-24 Haziran 2019-.Adıyaman)
DOST!!
Unutmayasın gönül,bu bir ‘ibret’ dünyası;
Düşene-DOST olasın, “BANA NE!” demeyesin,
“Hasret/Hicran iç içe,bu bir ‘hikmet’ deryası”;
Dalmayasın rüyaya-Riyaya girmeyesin..
Dön biraz kendine gel,etrafına bak hele;
Hak ahengin içinde-halk olur mu rastgele?
Düşün ibretini al-hikmetini sar hale;
Aşk’a gark eyle,lakin- Ruhunu germeyesin..
Her bir şeyin üstünde ‘Hak mührü’ var aşikar;
Gah nazar ‘O’na’ bakar,gah ‘O’ nazara bakar,
Bir renk cümbüşü ki-Aşk! Gizemi kalbe akar;
Akarken yormayasın-Gönlünü kırmayasın..
Eğer “Nefsi” kırdıysan, Hakkı bulursun elbet;
Tende Hakkı bulanda-Aşk tüter ilelebet,
Ne aklını mağrur et, Ne atalet’te kaybet;
Sebil eyle “nimeti”! Gaflet’te durmayasın..
Yüce Hak emaneti vermedi mi muvakkat;
Hak sözünü bilirsen-İnfaktadır hakikat,
“Eğer terki terk etsen-Düşer boynundan ıskat”;
O an şad-uman olur-Gururu sarmayasın..
(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri-27 Mayıs 2019/Adıyaman)
GEL..
Açıver kulağını! Feryadımı duy da-gel;
Ruhunu dertlerinden-kirlerinden soy da-gel,
Biliyorum unuttun bütün eski dostları!
Yeni dost arıyorsan! Yüreğini koy da-gel.. Biçiver Hesabını!Defterini dür de-gel;
Nefsinin cilvesini/günahını sür de-gel! Sanıyorum tükettin artık tüm umutları; Ve eğer istiyorsan; Beni-Sende gör de-gel!
Seçiver menzilini! Gururunu kır da-gel;
Şu dağları-ovaları-denizleri yar da gel!
Biz Seninle çizmiştik toz/pembe rotaları;
Vuslata kararlıysan-O Limana var da-gel..
Saçıver umudunu! Afakına ser de- gel; Gökkuşağı Tacı’na, buket-buket sar da- gel! Yıllarca hep aradın! Renk/ahenk hayatları; Bana inanıyorsan; Seni-Bende gör de gel!
Geçiver şafağını! Işığını yay da-gel; Hasretinle/aşkınla-ayağınla kay da-gel! Biz sevgiyle kırmıştık içimizde putları; Ve hala seviyorsan; Düş yollara “HAYY!” de- gel! (HAZAN/İHB-Şiir Pazarı 04.Haziran.2013-İST)
ALINTERİ/Şiirsel Bir Adıyaman Türküsü..
Şiiri,sözün-Yürekte pişip-damıtılmış şuurudur )
Şafak’ta yollarda açılır gözüm;
Yüzüme vurdukça zemheri yeli,
Çalışır bedenim-tutuşur Közüm,
Silaha (koy) veren fişek misali..
Emeğe aktıkça ALNIMIN TERİ;
Rahmet ve bereket olur bedeli,
Boy verir ürünüm sarar her yeri;
İnsana (soy) veren-kuşak misali..
Sebile gelince ekmeğim-aşım;
Gaipten uzanır bana dost eli,
Sanki göğe değer bu dertli başım;
Hasada (boy)veren başak misali;
İnsanı sardıkça emeğim/varım;
Ruhumdan dökülür-sanki nur seli,
O zaman serilir gönül ambarım;
Hünkara (toy) veren döşek misali..
Paylaştıkça rahmete gark olur tenim;
Devinir gönlümde bir hasret seli,
Vuslata ram olur ruh-u bedenim;
Maşuka(doy)veren Aşık misali..
(İHB/1.Aralık.2011/Adıyaman)
SÖZ..
Eğer Sözün varsa! “Nefsine” söyle;
“İkrarı sükut’ta boğma güzelim”,
“Önce aklı,sonra izanı dile”;
İrfanı meclis’ten kovma güzelim..
Alimin irfanı! Dünyaya değer;
Kadrini-Ruhuna sarmışsa eğer,
O zaman kainat O’na baş eğer;
İhsanı başından savma güzelim..
“Cahilin dediği” gam verir sanma;
Onu dinle! lakin-Sözüne kanma”,
“Bilmek nur, bilmezlik belki nar amma”;
İnsanı ‘cehlinden’ dövme güzelim..
“Ahlak kıt! İnsanlık kör/sağır ve küt;
Aklınla! Erdemi besle ve büyüt”,
Ne “Beni” zem eyle, ne “Seni” küçült;
Lisan-ı halinden “sövme” güzelim..
Bir doktor hastadan kaçar mı peşin?
“İnsanı incitmek olmasın işin!”
Sözünü sunmadan bin kere düşün;
İzanı aklından soyma güzelim..
“Kişinin rütbesi “işinde” yürür;
Vicdanı aklına sarmazsa durur!”
İfsat-ı nefis’te her bir şey kurur;
Mizanı dalından oyma güzelim..
Bir kalbi kırarsan,”gök” olur ateş;
Gel “yer’i” dilinle yakma be kardeş,
Arif ol,ilminle sök cehli ve deş;
“Nisyan-ı Nefsine” uyma güzelim..
Akıl bir nurdur ki! Sende emanet;
Bilmesen zulümdür, bilsen saadet,
Tart/SÖZ’Ü! Hizmete yol versin rahmet; İmkanı ilzam’a koyma güzelim. (İHB/Şiir Pazar Şiirleri-15 Eylül 2017/İstanbul)