Bu bir istek elbette!
Mutlu yaşamanın birçok bileşenleri var; sağlıklı olmak var, iş sahibi olmak, sıkıntılı bir ortamda olmamak, yakınlarımızın dertleriyle meşgul olmak zorunda olmamak ve ihtiyaçlarımızı karşılayan ekonomik kaynaklara, getirilere sahip olmak gerekir.
Yukarıda sayılanlara başka başlıklar da eklenebilir ama biz bunlarla yetinelim istiyorum.
Sıralananların hepsi bir birinden önemli ama ekonomi beş adım önde gibi.
Ekonomik durumunuz zayıfsa, ekonomik sıkıntı içerisindeyseniz, dünya dar olur, yaşam çekilmez hale gelir.
Keşke böyle olmasaydı, keşke ekonomi yaşamımızın bu derece etkilemeseydi ama dünya düzenini dengeleyen, kuralları belirleyenler bu yoldaki taşları böyle döşemişler.
Mahalli seçimler yaklaştı, emekliler ekonomik olarak sıkıntıdalar, bu durumun başta yönetim olmak üzere herkes farkında ve ekonomiyi yöneten irade, kısa vadede bu durumu yani emeklilerin içerisinde bulunduğu ekonomik dar boğazı düzeltme şansımız yoktur diyor.
Muhalefet, iktidara yönelik eleştirilerinin merkezine emeklilerin durumunu yerleştirmiş durumda hatta öyle ki, ülkenin bütününü ilgilendiren bu sorun, mahalli seçimlerde aday olanların proje ve vaatlerini de gölgeler duruma gelmiş.
Mahalli seçimlerle ülkenin genel sorunları elbette ki bir bütündür ve ayrılamazlar ama yine de insanlar yerel adayların plan, proje ve vaatlerini duymak istiyor.
Durumun böyle seyretmesinin en başat nedeni de ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip olanların her şeye hâkim olmak istemeleridir.
Ülkemizde seçimlere katılma oranı bölge ve komşu ülkelerden daha fazla, bu bir kazanç mı kitlesel bir yöneliş mi, bilemiyorum!
Seçimlerde dişe dokunur bir sürpriz yaşamıyoruz, maalesef.
Önümüzdeki seçimler yeni yaklaşımlara gebe mi, bilmiyorum ama keşke olsa…