Yerel seçimler yaklaştı! Siyasi partiler aday belirleme ve sonrası süreçte yapılacaklara dair harekete geçtiler!
Aday adaylığı için oluşan listeler yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı, bile!
Her parti kendine özgü yöntemlerle adaylarını belirlemeye çalışacak! Kriterler tam olarak belli olmasa dahi üç aşağı, beş yukarı aday olacaklar belli! Partilerin merkezi yönetimlerine (özellikle lidere) sadakatle bağlı ve maddi imkanları yerinde olanlar, bunlar açık ara ile tercihen potansiyel adaylardır!
Kimse adayların yerel yönetim için bilgi, birikim ve yeteneğinden bahsetmiyor, bile! Ya da konu üzerine “emaneti ehline teslim etmek” gibi bir düşünce de ortada yok!
Çünkü herkes biliyor ki yukarıda belirtilen vasıflara haiz olanların dışındakiler, muhtemelen yine ortada kalacaklar!
Sonra bu adaylar seçim meydanlarına sürülecek! Hizmet amaçlı yapılacaklardan ziyade, kimin adayı daha boylu poslu, kiminki yakınlarına daha çok kolaylık sağlayacak türünden, seçilecek makamlarla ilgisi olmayan özelliklerle yarışacaklar!
“Ben seçilirsem, size beş vereceğim.” diyen adayın karşısındandaki diğer aday, “Ben on vereceğim!” diyerek, ortalığı alevlendirecek ve ilgisiz konularla propaganda sürecini tamamlamaya çalışacaklar!
Oysaki yerelde; tüm il, ilçe ve beldelerde, zaman içinde birikmiş ve çözüm bekleyen yığınla sorunlar var!
Özellikle depremin vurduğu yerleşim alanları, böylesi yerlerin sorunlarını çözmek için özel yetenek, fedakarlık, halkla iyi bir dayanışma ve imkanların tümden seferber edilmesini gerekir!
Demek o ki; bu makamlar, seçildikten sonra beş yıl oturup, keyif çatılacak ve arada bir yöreyi ziyaret edecek siyasilerin gönüllerini hoş tutacak yerleri değildir?